Home »
Posts Tagged "FİLM KRİTİKLERİM"
Deprecated: is_plugin_page 3.1.0 sürümünden beri
kullanılmayacak ve şu an için alternatifi yok. in
/home1/wolfiemn/public_html/filmmakarasi/wp-includes/functions.php on line
4873
Yeni animasyon “Tinker Bell ve Peri Kurtaran”, bu kez çocukların hayal dünyasına sesleniliyor. İlle de çizgi film diyenler, çocuklar ve özellikle kız çocuğu sahibi ebeveynler için hafta sonu seyirliğine ilaç gibi gelebilir. Filmlerden ve dizilerden çok alışık olduğumuz ana karakterden kopup kendisine fan yaratma animasyona da yayıldı ve böylece Peter Pan’ın yan karakteri sevimli, biraz haylaz peri Tinker Bell macerası da alıp başını gitti. “Tinker Bell ve Peri Kurtaran – Tinker Bell and the Grat Fairy Rescue” ülkemizde Ayşe Arman ve Gülben Ergen’in de içinde yer aldığı seslendirmeyle yerini alıyor.
2008 yılında başlayan “Tinker Bell” serisi, 2009 yılında “Tinker Bell ve Kayıp Hazine” ile devam etmişti.
read more
Belki hayatınızı değiştirebilirsiniz ama hayat buna izin verirse… ‘Centilmen’ başrolünde George Clooney’nin olduğu ve bunu dibine kadar hissettiğimiz bir film. Film tam anlamıyla yönetmen Anton Corbijn’in imzası ve George Clooney’nin tek başına anlatımından oluşuyor. Yan rollerde ise muhteşem doğa. Filmin yönetmeni Corbijn’in geçmişte fotoğrafçı olduğu daha ilk sahneden ve yedirilen kuşbakışı karelerden hissediliyor. Martin Booth’un ”A Very Private Gentleman” adlı romandan uyarlanan filmde İsveç’te sevgilisiyle karlar içindeki kulübesinde vakit geçiren Jack (George Clooney)’in daha ilk sahnede ne kadar yalnız, huzursuz ve çaresizliğinden kaynaklanan acımasızlığını izliyoruz.
read more
Luc Besson bu film için uzun yıllar uğraş vermiş. Filmi yaratmak için değil, çizgi serinin yaratıcısı Jacques Tardi’den film haklarını alabilmek için. Son zamanlarda çocuk çizgi roman serilerini takan Besson sonunda amacına ulaşıyor ve aynı adlı çizgi romandan oluşturduğu senaryoyu filme çekiyor. Yani hem yazar hem de yönetmen koltuğunda oturuyor. Filmin yapımcılığı ise yine aile arasında kalarak karısına devrediliyor.
Fena halde Fransız olan filme beklentisiz ve eğlenmek için gidebilirsiniz. Bir nebze de olsa Indiana Jones’un eski zamanlardaki kadın versiyonu olan Adele’nin maceralarına tanık oluyoruz.
read more
Predators, sanırım en çok merak ve korku uyandıran bilim kurgu kahramanlarından biri. İlk film Predator’un ardından gelen devam filmlerinin de ardı arkası kesilmeyecek gibi gözüküyor. Öncelikle bu filmi fanlarının yine zevkle izleyeceğine eminim. Bu zevk arada kararsızlık yaşatsa da. Seriyi baştan sona izleyenler özellikle ilk ve ikinci filmle karşılaştırma yapmaktan kendilerini alamazken, izlemeyenler ise önce daha bir heyecanlanıp sonrasındaysa “ne oldu şimdi?” durumuna düşebilirler.
Hatırlayacağınız gibi Predator serisi son olarak Alien ve Predator’u karşı karşıya getirmiş, insanlar bu savaştan yırtmıştı. Tam hafızalarımıza böyle kazınmışken, bir orman alanına giriveriyor kamera. Filmin kahramanları teker teker yarı baygın halde paraşütle düşüyorlar gizemli ormana. Önceleri doğa gizemli mi değil mi sorusu gelmiyor tabi ki aklımıza. Birbirine tanımayan bu sekiz kişi, farklı yerlerden ve neden getirildiklerini bilmeden tanışıyorlar birbirleriyle.
read more
Universal Stüdyosu Pixar’a karşı…
Hayranlıkla izlediğimiz “Ratatuy” karakterlerinin tasarımcısı Carter Goodrich ile efsanevi “Buz Devri” serisine can veren Chris Meledandri işin içindeyse o animasyonu izlemek zorunluluk olmuştur diye düşünüyorum.
Çılgın Hırsız (lar) üç boyutlu seyriyle her yaşa hitap edebilecek son derece keyifli bir animasyon. Bu yüzden hiç düşünmeden izlemenizi öneririm. Film merkezine kötülüğü almış. İlk etapta bu fikir ters gelse de son zamanlarda alışık olduğumuz tarzdaki kötü adamın macerasında iyilik nerede yer bulacak fikri ve animasyonun kötülük bile olsa sevimliliği bizi filme daha da bir çekiyor.
read more